10870,57%0,43
40,79% 0,09
47,75% 0,44
4383,34% 0,13
7056,83% 0,08
Depreme dayanıklı yapılar tasarlamak, sadece mühendislik hesaplarıyla değil, aynı zamanda mimari tasarım stratejileriyle de yakından ilişkilidir.
“ÖNLEMLER SADECE YÖNETMELİKLERLE SINIRLI KALMAMALI”
Mimar Bülent Aydın, Marmara Depremi’nin 26. yıl dönümü nedeniyle açıklamalar yaptı. Aydın konu ile ilgili olarak şunları söyledi; “17 Ağustos 1999’da tüm Marmara’yı etkileyen deprem, geniş bir coğrafyada hissedildi. 7,4 şiddetindeki depremde 18.373 vatandaşımız vefat etti, 48.901 kişi yaralandı. 285.000’den fazla ev, 42.000’den fazla iş yeri zarar gördü. Yaklaşık 16 milyon vatandaşımız depremden dolaylı yoldan etkilendi.
Marmara depreminden sonra 2011 yılında Van’da, 2020 yılında İzmir ve Elazığ’da ve 2023 yılında Kahramanmaraş’ta yaşanan yıkıcı depremler hâlâ hafızamızda tazeliğini korumaktadır. Depremlere karşı alınacak önlemler sadece yönetmeliklerle sınırlı kalmamalı. Planlama, uygulama ve denetim süreçlerinde tavizsiz bir yaklaşım benimsenmeli. Herhangi bir yaptırım korkusu olmaksızın, mesleki etik çerçevesinde, yaptığımız binalarda can ve mal güvenliğini sağlamamız gerekiyor.”
“DOĞRU PLANLAMA OLMALIDIR”
“Afete karşı dirençli kentlerimizin oluşmasında öncelikli yapılması gereken kent ölçeğinde doğru ulaşım ve doğru planlama olmalıdır. Kentsel planlama ile afetin önüne geçmek mümkündür. Zemin niteliği kent içi tüm fonksiyonlara yön veren en önemli kriterdir. Zemin etüdü ve doğru planlamanın ardından sağlıklı yapılaşma için nitelikli mimarlık ve mühendislik hizmetinin ulaşılabilir, uygulanabilir ve denetlenebilir olması gereklidir.”
DEPREM BÖLGELERİNDE MİMARİ TASARIMIN ÖNEMİ NEDİR?
Mimar Bülent Aydın deprem bölgelerinde mimari tasarımın önemi konusunda ise şu bilgileri verdi; “Türkiye’de, deprem güvenliği, mimari tasarımın en önemli unsurlarından biri haline gelmiştir. Depreme dayanıklı yapılar tasarlamak, sadece mühendislik hesaplarıyla değil, aynı zamanda mimari tasarım stratejileriyle de yakından ilişkilidir.
Deprem bölgelerinde mimari tasarım, sadece estetik kaygılarla değil, aynı zamanda can güvenliği ile de doğrudan ilişkilidir. Depreme dayanıklı yapılar tasarlamak, hem mevcut yapıların güçlendirilmesini hem de yeni yapılacak projelerin deprem etkilerine karşı dirençli olmasını gerektirir.
Deprem bölgelerinde mimari tasarımın önemi şu noktalarda kendini gösterir:
Can Güvenliği
Deprem anında binaların yıkılmaması ve insanların güvenli bir şekilde tahliye edilebilmesi, mimari tasarımın doğru yapılmasıyla sağlanabilir.
Ekonomik Kayıpların Azaltılması
Depreme dayanıklı yapılar, deprem sonrası oluşabilecek maddi kayıpları minimize eder.
Sosyal Etkiler
Depremlerin neden olduğu travmatik deneyimler, toplum üzerinde derin izler bırakabilir. Depreme dayanıklı yapılar, bu tür etkileri azaltmaya yardımcı olabilir.
Şehir Planlaması
Deprem bölgelerinde şehir planlaması yapılırken, deprem riskini en aza indirecek mimari tasarım stratejileri göz önünde bulundurulmalıdır.”
DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMINDA TEMEL İLKELER NELERDİR?
“Depreme dayanıklı yapı tasarımında uyulması gereken temel ilkeler, binanın deprem sırasında karşılaşacağı kuvvetlere karşı dirençli olmasını sağlamak ve yapısal bütünlüğünü korumasına yöneliktir. Bu ilkeler, tasarımın her aşamasında göz önünde bulundurulmalıdır.
Depreme dayanıklı yapı tasarımında temel ilkeler şunlardır:
Basit Ve Simetrik Tasarım
Karmaşık ve düzensiz şekilli binalar, deprem sırasında farklı noktalarda farklı kuvvetlere maruz kalabilirler. Bu da yapının stabilitesini bozarak yıkılma riskini artırır. Basit ve simetrik tasarımlar, deprem kuvvetlerini daha homojen bir şekilde dağıtır ve yapının direncini artırır.
Hafif Yapı Malzemeleri
Yapının ağırlığı ne kadar az olursa, deprem sırasında maruz kalacağı kuvvetler de o kadar az olur. Bu nedenle, özellikle yüksek katlı binalarda hafif yapı malzemeleri kullanmak, yapının deprem performansını olumlu yönde etkiler.
Esneklik
Deprem sırasında binaların belli bir miktar hareket edebilmesi gerekir. Esnek yapı malzemeleri ve taşıyıcı sistemler, deprem kuvvetlerini absorbe ederek binanın yıkılmasını engeller. Betonarme yapılar yerine çelik yapılar kullanmak, esnekliği artırarak deprem dayanıklılığını sağlar.
Sağlam Temeller
Binaların sağlam zeminler üzerine inşa edilmesi, deprem sırasında zeminin sıvılaşması veya kayması gibi olumsuz durumların etkilerini azaltır. Zemin etüdü yapılarak uygun temel sistemi seçilmelidir.
Düzenli Kat Planları
Kat planlarının düzenli olması, deprem kuvvetlerinin düzgün bir şekilde dağılmasına yardımcı olur. Düzensiz kat planları, farklı noktalarda farklı kuvvetlerin oluşmasına neden olarak yapının hasar görmesine yol açabilir.
Rijitlik
Yapının rijitliği, deprem sırasında yatay kuvvetlere karşı direncini artırır. Perde duvarlar, çapraz bağlar ve diğer yapısal elemanlar, yapının rijitliğini sağlamada önemli rol oynar.”