10870,57%0,43
40,87% 0,12
47,80% 0,44
4383,70% 0,13
7056,83% 0,08
Antalya – Serik – İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Serik Temsilcilik Kurulu Başkanı Ali YILMAZ, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 26. yılında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin depremlere karşı hâlâ hazırlıksız olduğunu vurguladı.
“Deprem doğal bir olaydır; afete dönüşmesi ise tamamen insan kaynaklıdır.” –
26 Yılda Değişmeyen Gerçek: Deprem Korkusu ve Hazırlıksızlık
17 Ağustos Marmara Depremi, yalnızca can ve mal kaybıyla değil, toplumsal hafızada derin yaralarla hatırlanıyor. Aradan geçen 26 yıla rağmen, özellikle İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde deprem endişesi hâlâ en büyük kaygı.
23 Nisan 2025’te Silivri açıklarında meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki deprem, kentin olası büyük bir depreme ne kadar hazır olduğu sorusunu yeniden gündeme getirdi. Ancak tartışmalar, depremin zamanı ve büyüklüğü üzerine yoğunlaşırken, yapı güvenliği gölgede kalıyor.
6 Milyon Riskli Yapı: Hangi Binalar Tehlikede, Bilmiyoruz
Resmî raporlara göre Türkiye’de yaklaşık 6 milyon riskli yapı bulunuyor. Bu sayı, yapı stokunun yaklaşık %60’ına denk geliyor. Ancak bu binaların hangileri olduğu net olarak tespit edilmiş değil.
Ali Yılmaz, “Bu çalışma yıllar önce tamamlanmış olsaydı, 6 Şubat 2023 depremlerinde 240 binden fazla yıkılan veya ağır hasar alan binanın çoğu tespit edilebilirdi” dedi.
Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı
1999 Marmara Depremi, afetlere karşı bir dönüm noktası olarak kabul edildi. Bu tarihten sonra pek çok kurum, kuruluş, üniversite ve meslek odası depremi detaylı şekilde inceleyerek alınması gereken önlemlerle ilgili raporlar hazırladı.
2011 yılında AFAD tarafından hazırlanıp, Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe giren Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı, devlet kurumlarının, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, meslek kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin görevlerini belirledi. Plan, Türkiye’nin 2023 yılına kadar depreme hazır hâle getirilmesini hedefliyordu.
Ancak, 6 Şubat 2023 depremleri, planın uygulanmadığını ve pek çok adımın atılmadığını gözler önüne serdi.
Ali Yılmaz, “Bugün riskli yapıların yalnızca %4’ü dönüştürülmüş durumda. 2011 yılında ortak akılla Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı,olarak Bakanlar kurulu kararı ile onaylanan çalışmaların mevcut zeminde hâlâ tam olarak uygulanamamış olduğunu maalesef gözlemlemekteyiz” diye konuştu.
6 Şubat Depremlerinin 30. Ayında Yaraların Sarılması Devam Ediyor.
6 Şubat 2023 depremlerinde 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 40 bin bina yıkıldı. Aradan 30 ay geçmesine rağmen konut teslim edilebilme ve ihtiyaca cevap verilebilme oranı sadece %32’de kaldı. Yüz yılın felaketi diyebileceğimiz 6 Şubat depreminin açtığı yaralar, Eğitim, sağlık, altyapı ve barınma sorunlarına ait çalışmalar hâlâ sarılmaya devam ediyor.
“İnsanı Önceleyen Kentleşme”
Ali Yılmaz, deprem gerçeğinin göz ardı edilmesinin binlerce cana mal olduğunu belirterek çağrıda bulundu:
“Toplum yararını esas alan bir anlayışla hareket edilmeli; kentlerin planlanmasından yapı denetimine kadar tüm adımlar bilimsel verilere göre atılmalıdır. Yapı denetimi, kamusal bir hizmet olarak yeniden yapılandırılmalı ve meslek odalarının bilgi ile deneyimi sürece dahil edilmelidir.”
Son Söz: Afetler Önlenebilir
Depremlerin kaçınılmaz olduğunu, ancak afetlerin önlenebileceğini vurgulayan Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bir tek insanımızı daha yitirmeden, bilimin ve kamusal sorumluluğun rehberliğinde harekete geçilmelidir.”