10556,18%-1,53
41,78% -0,10
48,40% -0,42
5517,49% 2,10
9057,79% 0,47
felaketi yaşayıp hayatta kalanlar o kara günü hiç unutamadıklarını belirterek, yaşamını yitirenleri rahmetle ve özlemle andıklarını ifade ettiler.
11 Eylül 2011 yılında Serik İlçesine bağlı Haskızılören Köyü'nde aşırı yağış nedeniyle gece saat 22:00 sıralarında meydana gelen sel felaketinde bölgede bulunan ev ve işyerleri yıkılırken 6 kişi yaşamını yitirdi. Selde mahsur kalan 25'in üzerinde vatandaşı ekipler çalışarak kurtarmıştı. 3 köprü ve 2 menfez yıkıldı. Bin dekarın üzerinde sera hasar görmüştü. İlk gün sel nedeniyle ulaşım imkânı olmadığından helikopter yardımıyla vatandaşa gıda yardımı yapılmıştı.
METREKAREYE 300 KİLOGRAM YAĞIŞ
Meteoroloji Bölgesel Tahmin Merkezi yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Sel felaketinin yaşandığı gün 24 saatte metrekareye düşen yağış miktarı 300 kilogram olarak belirlenmişti.
2011 Yılında yaşanan Sel felaketinin yıl dönümünde Haskızılören mahalle sakinleri Demirören Haber Ajansına ölümün kıyısından döndükleri o kara geceyi anlattı.
SEL SADECE CANIMIZI ALMADI, KÖYÜMÜZÜN DÜZENİNİ DE BOZDU
Haskızılören mahalle mahalle muhtarı Mustafa Kaygış; “O gece Sel felaketini yaşayanlardan birisiyim. Komşumla birlikte evin damına çıkarak kurtulduk. Her şey bitti dedik belli bir noktadan sonra. Buraya kadarmış dedik. Her tarafımız sularla kaplandı. Gece olduğu bölgemizde durum nedir bilmiyorduk ve 6 kişi sel felaketinde yaşamını yitirdi. 4 kişinin cansız bedenine ulaşıldı ancak o günden bugüne 2 hemşerimizin cansız bedenine ulaşılmadı. Sel nedeniyle köyümüzün merkezi resmen kayboldu. Burada mağdur olan vatandaşlarımız Gebiz bölgesine yerleştirildi. 36 konut 10 dükkan inşa edildi. Yağmur nereden geldi, o kadar su nasıl birikti hala aklım almıyor. Geceleri zaman zaman yaşadığımız o felaket gözümüzün önüne geliyor. Sel felaketi sonrası devletimiz yaraları sarmaya başladı. Biz burada kalmayı tercih ettik. Sel sadece canlarımızı almadı, köyümüzün var olan düzenini de bozdu. Rabbim ülkemize böyle afetler yaşatmasın. Kendim esnaftım her gelen sorduğu için sürekli aynı şeyleri anlatmaktan bıktım, psikolojim bozulacak endişesiyle esnaflığı bıraktım. Sel Felaketinin 14. Yıldönümünde vefat eden hemşehrilerimizi rahmetle ve özlemle anıyoruz” dedi.
Sel felaketini eşiyle birlikte yaşayan Muhammed Özer; “Gece kahveden geldim gece saat 22:00 sıralarında yağmur şiddetli bir şekilde yağmaya başladı. Karşı komşumuz bize gelerek uyardı ve yağmur sularının yükseldiğini belirterek çocukları alıp gitti. Dışarıya baktığımızda yağmur suları evimizin her tarafını ve yükselmeye başladığını fark etmemiz üzerin ben, eşim ve komşum Mustafa bizim evin damına çıktık. Yaklaşık 2,5-3 saat orada kaldık. Kendi çabalarımızla kendimizi selin dışına attık. Selde 6 kişi yaşamını yitirdi. 4 kişinin cansız bedenine ulaşılırken, 2 kişi o günden bugüne hala kayıp. Allah düşmanımıza bile böyle felaketler göstermesin. Devletimizin imkanlarıyla selde zarar görenlere devletimiz Gebiz bölgesinde yeni evler yapıp teslim etti. Bende orada yaşıyorum. Allah devletimizden razı olsun.
EVLER, İŞYERLERİ VE KOCAMAN AĞAÇLAR VARDI HEPSİ SELDE YERLE BİR OLDU
Sel felaketinde babasını kaybeden Osman Bulut duygularını şöyle ifade etti; “Adeta bir kabus yaşadık. Afetin üstesinden gelmek kolay değil. Evimizi inşaat halindeydik bazı komşularımızla birlikte evin damına çıktık. Gece olduğu için kim ne durumda bilemiyorduk. Herkes kendi imkanlarıyla mücadele ediyordu. Bu bölgede evler, işyerleri kocaman ağaçlar vardı bir gün önce yaşam alanımız olan yerler sabah kalktığımızda yok olduğuna şahit olduk. Sel felaketinde babam Hasan Bulut’u kaybettik. Sele kapılan bir ineği gördük. Hayvancağız bize bakarak adeta beni kurtarın diyordu. Depremin yıldönümünde vefat edenleri bir kez daha rahmetle anıyoruz. Mekanları cennet olsun. Rabbim kimseye böyle acılar yaşatmasın.” Şeklinde konuştu.
ÖLÜRSEK BERABER ÖLELİM, YAŞARSAK BERABER YAŞAYALIM
Kara geceyi yaşayan Hatice Bulut; “Gece kocam bir anda eve geldi. Sel suları yükselmeye başladı buradan gidelim dedi ve kayınımın evine geldik. Onların evine sığındık. Oradan ormana kaçtık. Sabah gün ağardığında eşim bana ben gidip ev bakayım dedi. Bende kendisine bende seninle geleceğim, ölürsek beraber ölelim, kalırsak beraber kalalım dedim. Geldiğimizde hiçbir şeyin yerinde olmadığını gördük. Çocuklarıma ulaşamadım, onlar bize ulaşamadı, akrabalarımıza ulaşamadık. Allah bir daha kimseye böyle felaketler yaşatmasın. Ölenlere Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun” dedi.
YENİ YAŞAM ALANINDA HAYAT DEVAM EDİYOR
Sel felaketi sonrası devlet tarafından yaraların sarıldığını dile getiren Gebiz Mahalle Muhtarı Muharrem Aktaş; “Sel olduğu zaman ben burada esnaflık yapıyordum sonradan muhtar oldum. 14 yıl önce bir sel felaketi yaşandı. Rabbim bir daha böyle afetler yaşatmasın. Selde 6 vatandaşımız yaşamını yitirdi. Allah rahmet eylesin. Sel sonrası Devletimiz evleri zarar gören vatandaşlarımız için Gebiz Mahallemizde 36 adet konut 10 adet dükkân yaptı. Vatandaşlarımız sorun bir şekilde yaşamlarını burada devam ettiriyorlar. Bende muhtarları olarak her zaman yanlarındayım.” Dedi.
Sel Felaketinde köyde birçok ev, ağaç ve işyeri yıkılırken, ayakta kalan Haskızılören Merkez camisi halen hizmet vermeye devam ediyor.